We learned as much as possible about their culture before visiting them.
- Onları ziyaret etmeden önce, kültürleri hakkında mümkün olduğu kadar çok bilgi sahibi olduk.
Novels aren't being read as much as they were in the past.
- Romanlar geçmişte olduğu kadar çok okunmuyor.
I think that globalization has negative effects as well as positive.
- Küreselleşmenin pozitif olduğu kadar negatif etkilerinin de olduğunu düşünüyorum.
He is handsome as well as rich.
- Zengin olduğu kadar yakışıklı da.
Don't race the car. We want to make it go as far as possible.
- Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz.