olanaklı

listen to the pronunciation of olanaklı
Turkish - English
possible

It is possible to determine the age of these rocks through scientific studies. - Bilimsel çalışmalar yoluyla bu kayaların yaşını belirlemek olanaklıdır.

I don't think it's possible to do this without some help. - Biraz yardım almadan bunu başarmanın olanaklı olduğunu sanmıyorum.

possible mümkün, kabil
feasible
olanak
possibility
olanak
opportunity
olanak
chance
olanaklı kılmak
to enable
olanak
{i} resource
olanak
{i} scope
olanak
{i} facility
olanak
utility
olanak
handle
olanak
offering
olanak
means

Tom was living well beyond his means. - Tom olanaklarının ötesinde iyi yaşıyordu.

It is impossible to depict that by means of words. - Bunu kelimelerle tasvir etmek olanaksızdır.

olanak
potentiality
olanak
show
olanak
room
olanak
the possible
olanak
possibility, chance imkân
olanak
facilities

Our school facilities are inadequate for foreign students. - Okul olanaklarımız yabancı öğrenciler için yetersizdir.

Our university has excellent sports facilities. - Üniversitemiz mükemmel spor olanaklarına sahiptir.

Turkish - Turkish

Definition of olanaklı in Turkish Turkish dictionary

OLANAKLI
Olma ihtimali bulunan, mümkün, kabil
olanak
Yararlanılan uygun şart, imkân
olanak
Yararlanılan uygun şart, imkân: "Zamanını istediği gibi tasarruf etme olanağı elindedir."- H. Taner
olanak
Yararlanılan uygun koşul
olanaklı
Favorites