olağandışı

listen to the pronunciation of olağandışı
Turkish - English
{s} extraordinary

Tom is an extraordinary jumper. - Tom olağandışı bir atlamacıdır.

Mary got extraordinary grades. - Mary olağandışı notlar aldı.

out of the way
unusual, out of the ordinary; extraordinary; abnormal
unusual, exceptional; abnormal, strange
uncommon
singular
offbeat
abnormal
unwonted
out of the common
unusual

I thought it was unusual that he was up so late at night. - Onun gece geç saatlere kadar yatmamasının olağandışı olduğunu düşündüm.

Unusually low temperatures account for the poor rice crop this year. - Olağandışı düşük ısılar bu yıl düşük kaliteli pirinç hasatından sorumlu tutulmaktadır.

out of the ordinary
preternatural
peculiar
esoteric
deviant
particular
uncommonly
special
freak
olağandışı bitiş
abend, abnormal termination
olağandışı hislerle ilgili olan
extrasensory
olağandışı olarak
extraordinarily
olağandışı olarak
uncommonly
olağandışı olarak
unusually

He was described as an unusually passionless person. - O, olağandışı olarak tutkun olmayan bir kişi olarak tanımlandı.

olağandışı son
abnormal end , abnormal termination
acil ve olağandışı masraf
(Askeri) emergency and extraordinary expense
acil ve olağandışı masraf yetkilisi; kaçma ve kurtulma
(Askeri) emergency and extraordinary expense authority; evasion and escape
olağandışı
Favorites