okunmak

listen to the pronunciation of okunmak
Turkish - English
to be read
to be studied
to be deciphered
to be sung; to be chanted, be recited
read
oku
read

I never read that book. - O kitabı hiç okumadım.

Is she reading a book? Yes, she is. - O bir kitap okuyor mu? Evet, o okuyor.

oku
{f} reading

Students should develop their reading skills. - Öğrenciler, okuma yeteneklerini geliştirmeliler.

While I was reading in bed last night, I fell asleep with the light on. - Dün gece yatakta kitap okurken, ışık açıkken uykuya dalmışım.

diye okunmak
spell
Turkish - Turkish
Okunulmak
Okuma işine konu olmak: "Sokak kapısını çalarken akşam ezanı okunuyordu."- Y. Z. Ortaç
Belli olmak, açıkça görünmek: "Bütün söyleyecekleri yüzünden okunuyor."- Y. Z. Ortaç
Davet edilmek, çağrılmak
Belli olmak, açıkça görünmek
Okumak işine konu olmak
oku
Anadoluda küçük armağanlarla yapılan düğün çağrısı
okunma
Okunmak işi
okunmak
Favorites