Bana içinde yağ olan metal kovayı ver.
- Give me the metal bucket with the oil in it.
Bir şişe salata yağı aldım.
- I bought a bottle of salad oil.
O, kirpiklerine niçin zeytinyağı uyguluyor?
- Why does she apply olive oil on her lashes?
Salata; zeytinyağı, kızarmış ekmek parçaları ve fındık olmadan eksiktir.
- The salad is incomplete without olive oil, croutons and nuts.
Onları nerede yağladın?
- Where did you oil them?
Mary bisikletini yağladı.
- Mary oiled her bicycle.
Yeni bir yakıt tankeri denize indirildi.
- A new oil tanker was launched.
Bu motor en çok yakıtı tüketiyor.
- This engine consumes the most oil.
Jeologlar çiftliğimizde petrol için araştırma yaptılar.
- The geologists explored for oil on our farm.
Japonya, petrol için Arap ülkelerine güvenir.
- Japan relies on Arab countries for oil.
Güneydoğu kömür, ham petrol ve doğal gaz ile ilgili önemli bir enerji üreticisidir.
- The Southeast is a major energy producer of coal, crude oil, and natural gas.
Kömür, doğal gaz ve petrol, milyonlarca yıl önce yaşamış bitki ve hayvanların kalıntılarıdır.
- Coal, natural gas and oil are the remains of plants and animals that lived millions of years ago.
Karakalem çizimi yağlıboyadan daha kolay, ama ikisi de düşündüğümden daha zor.
- Charcoal drawing is easier than oil painting, but both are harder than I thought.
Yet, in another way, I was unable to put Picasso's oils in the same class as Cezanne's, or even (which will no doubt shock many readers) as Renoir's.