Bir şişe salata yağı aldım.
- I bought a bottle of salad oil.
4. Susam yağını wokta ısıtın ve tereyağını eritin.
- 4. Heat the sesame oil in the wok and melt the butter.
O, kirpiklerine niçin zeytinyağı uyguluyor?
- Why does she apply olive oil on her lashes?
Salata; zeytinyağı, kızarmış ekmek parçaları ve fındık olmadan eksiktir.
- The salad is incomplete without olive oil, croutons and nuts.
Tom benim için patenlerimi yağladı.
- Tom oiled my roller skates for me.
Tom bisiklet zincirini yağladı.
- Tom oiled his bicycle chain.
Yeni bir yakıt tankeri denize indirildi.
- A new oil tanker was launched.
Bu motor en çok yakıtı tüketiyor.
- This engine consumes the most oil.
Japonya petrol ithal ediyor.
- Japan has to import oil.
Japonya, petrol için Arap ülkelerine güvenir.
- Japan relies on Arab countries for oil.
Kömür, doğal gaz ve petrol, milyonlarca yıl önce yaşamış bitki ve hayvanların kalıntılarıdır.
- Coal, natural gas and oil are the remains of plants and animals that lived millions of years ago.
Gaz lambasının altı her zaman karanlıktır.
- It is always dark beneath the oil lamp.
Karakalem çizimi yağlıboyadan daha kolay, ama ikisi de düşündüğümden daha zor.
- Charcoal drawing is easier than oil painting, but both are harder than I thought.
Yet, in another way, I was unable to put Picasso's oils in the same class as Cezanne's, or even (which will no doubt shock many readers) as Renoir's.
The writer is never enthusiastic and rarely Imaginative. His lines flow with the smoothness of a well-oiled machine.