O, kahvaltısını sık sık orada yer.
- He often eats breakfast there.
Okuldan sonra sık sık tenis oynarım.
- I often play tennis after school.
Her ne kadar sıkça eş anlamlı olarak kullanılsalar da; kibir ve gurur farklı şeylerdir.
- Vanity and pride are different things, though the words are often used synonymously.
Mutlu çocukluğumu sıkça hatırlıyorum.
- I often remember my happy childhood.
Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.
- From my own experience, illness often comes from sleeplessness.
Alçak gönüllülük çoğunlukla kibirden daha çok yükseltir.
- Humility often gains more than pride.
Çiftlik hayatından şehir hayatına geçiş çoğunlukla zordur.
- The transition from farm life to city life is often difficult.
Ben bir çocukken çoğu zaman denizde yüzmeye gittim.
- When I was a child, I often went swimming in the sea.
Zenginler çoğu kez pintidirler.
- The rich are often misers.
Tom ve arkadaşları, çoğu kez gece yarısına kadar kart oyunu oynar.
- Tom and his friends often play cards until after midnight.
Okuldan sonra sıklıkla tenis oynarım.
- I often play tennis after school.
O, kahvaltısını sıklıkla orada yer.
- He often eats breakfast there.
Ne sıklıkta onu görürsün?
- How often do you see him?
Geçen yaz ne sıklıkta yüzmeye gittin?
- How often did you go swimming last summer?
Akıllı telefonunuzu hangi sıklıkla kontrol ediyorsunuz?
- How often do you check your smartphone?
Hangi sıklıkla mesajlarını kontrol edersin.
- How often do you check your messages?
Tom çok sık öğle yemeğinden sonra bir saat şekerleme alır.
- Tom very often takes a nap for an hour after lunch.
Ben çok sık kayak yapmaya giderim.
- I go skiing very often.
Çoğunlukla, insanlar kendilerine söylediğine inanırlar.
- More often than not, people believe what you tell them.
More often than not, a student will come up with the right answer.
Sık sık bütün gece uyanık yattım.
- As often as not, I lay awake all night.
Sık sık okula geç kalır.
- More often than not, he is late for school.
öğrenciler Sık sık kulüp etkinliklerini akademik derslere tercih edebilirler.
- More often than not, students prefer club activities to academic classes.
Check on the houseplants every so often to see if they need water.
More often than not, tomato seeds will sprout even if they are a couple of years old.
More often than not, a student will come up with the right answer.
... But as she says, traditional media has often been misused ...
... When you pick up a newspaper, you often stumble across lots ...