often; frequently

listen to the pronunciation of often; frequently
English - Turkish

Definition of often; frequently in English Turkish dictionary

much
çok

Bugün, çok fazla ödevim var. - I have too much homework today.

Çok fazla yersen şişmanlarsın. - If you eat too much you will become fat.

a lot
çok fazla

Geçen yıl yaklaşık bu zaman çok fazla kar vardı. - We had a lot of snow about this time last year.

Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona Sen ebesin! diye seslenirdi. - My little sister and I used to play tag a lot. We would chase each other, and the one chasing would try to tag the one being chased and yell: You're it!

a lot
birçok

354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı. - Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website.

Yolda birçok hayvan gördü. - He saw a lot of animals on the road.

much
fazlaca
a lot
buram buram
a lot
fena
a lot
hayli

Bilgisayarda bir hayli deneyimin var, değil mi? - You have a lot of experience in computers, don't you?

Bir hayli mücevher satın aldın. - You bought a lot of jewels.

a lot
fena halde
a lot
şiddetle
much
belirli bir miktar
much
aşağı yukarı

Bu sandalyeyi onartmak aşağı yukarı ne tutar? - About how much would it cost to have this chair repaired?

Buradan Belediye binasına yürümek aşağı yukarı ne kadar zaman alır? - How much time, more or less, does it take to walk from here to the town hall?

much
ziyade
a lot
bir yığın
a lot
çok

Çok daha iyi hissediyorum. - I'm feeling a lot better.

Japonya, çok fazla kâğıt tüketmektedir. - Japan consumes a lot of paper.

much
köp

Ben köpekleri çok severim. - I like dogs very much.

Onun köpeği uysal olduğu kadar çok sadık değildir. - Her dog is not so much faithful as tame.

a lot
çok: They like her a lot. Ondan çok hoşlanıyorlar. She´s a lot better. O çok daha iyi
frequently, often
sık sık
much
klymet vermek
much
(zarf) çokça, pek, fazlaca, çok, hemen hemen
much
{s} çok, epey, hayli, pek: I'm feeling much
much
çokça
English - English
ofttimes
much

Does he get drunk much?.

a lot

I go swimming a lot.

often; frequently
Favorites