officious, busy

listen to the pronunciation of officious, busy
English - Turkish

Definition of officious, busy in English Turkish dictionary

meddlesome
{s} işgüzar
meddling
{i} karışma

Mary'nin annesinin sürekli karışmasından Tom ve Mary'nin evliliğine büyük bir gerginlik konuldu. - Great strain was put on Tom and Mary's marriage by the constant meddling of Mary's mother.

İşlerine karışmaya niyetim yok. - I have no intention of meddling in your affairs.

meddlesome
her işe karışan
meddlesome
işe karışan
meddling
{f} karış

İşlerine karışmaya niyetim yok. - I have no intention of meddling in your affairs.

Benim senin işlerine karışmak gibi bir niyetim yok. - I don't have any intention of meddling into your affairs.

meddling
karışarak
meddlesome
{s} müdahaleci
meddlesome
{s} her şeye burnunu sokan
meddling
(isim) karışma
English - English
{a} meddlesome
{a} meddling
officious, busy
Favorites