Tom'un niyeti Mary'yi gücendirmek değildi.
- Tom didn't mean to offend Mary.
Onu gücendirmek istemedim.
- I didn't mean to offend him.
Onları rencide etmek istemiyorum.
- I don't want to offend them.
Onu rencide etmek istemiyorum.
- I don't want to offend her.
Bir suçlu hapisten kaçtı.
- An offender escaped from a prison.
Yasalar ne kadar çoksa, suçlular da o kadar çoktur.
- The more laws, the more offenders.
Üzgünüm, seni kırmak istemedim.
- I'm sorry, I didn't mean to offend you.
Seni incitmek istemedim.
- I didn't mean to offend you.
Tom'u incitmek için herhangi bir nedenim yoktu.
- I never had any reason to offend Tom.
Tom'un kimseyi rahatsız etmek istemeyeceğinden eminim.
- I'm sure Tom wouldn't want to offend anyone.
Kimseyi rahatsız etmek istemedim.
- I didn't mean to offend anyone.
Onu incittiği için özür diledi.
- He apologized for having offended her.
Seni incitmek istemedim.
- I didn't mean to offend you.
Seni küstürmek için ne yaptığımdan emin değilim.
- I'm not sure what I've done to offend you.
Strong light offends the eye.
If thine eye offend thee, pluck it out..
Physically enjoyable frivolity can still offend the conscience.
Don't worry. I don't offend easily.