Birini ben aldım, diğer elmaları ise küçük kız kardeşime verdim.
- I took one, and gave the other apples to my little sister.
Onu yazmak birkaç saatimi aldı.
- It took me several hours to write it.
Tüm oturma yerleri tutulmuş.
- All the seating areas are taken.
King'in araştırmalarında aktarılan veriler, UNESCO'nun 1970 dünya nüfusundaki beyaz sayfasından alınmıştır.
- The data cited in King's research is taken from UNESCO's 1970 white paper on world population.
O büyük bir firma tarafından bir katib olarak alınmıştır.
- He was taken on by a large firm as a clerk.
... I was there with my family to take them to see the sites. ...
... maybe take a short six-month course or a one-year course that ...