Televizyonda gösterilen şey, sanki, toplumun neye benzediğinin bir yansımasıdır.
- What is shown on television is, as it were, a reflection of what society is like.
Yazar kasada gösterilen tutarı ödemek zorundasınız.
- You have to pay the amount shown on the cash register.
Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.
- What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers.
Pasif içiciliğin çok zararlı olduğu Johnson'ın araştırmasında açıkça gösterilmektedir.
- It is clearly shown in Johnson's investigation that passive smoking is very harmful.
Sizin için bununla ilgileneceğiz.
- We will take care of this for you.
Tom ve Mary, bununla ilgili ne yapacaklarından pek emin değildir.
- Tom and Mary aren't quite sure what to make of this.
Senin İngilizcenin akıcılığı şaşırtıcı.
- The fluency of your English is amazing.
O, senin bir arkadaşın mı?
- Is he a friend of yours?
... show everybody of what you're up to. ...
... how things work so I was going to do is show that where is perfect markets for ...