English - Turkish
Definition of of or relating to the final period of the life of a person or thing in English Turkish dictionary
- sunset
- {i} gün batımı
Güzel gün batımı, değil mi?
-Lovely sunset, isn't it?
Gün batımı batıda parlıyor.
-The sunset glows in the west.
- sunset
- akşam
- sunset
- güneş batımı
- sunset
- gerileme devri
- sunset
- günbatım
Ne güzel bir günbatımı!
-What a beautiful sunset!
Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.
-I've never seen such a wonderful sunset.
- sunset
- gün batısı
- sunset
- {i} son
Gün batımından sonra hava soğudu.
-It got cold after sunset.
Tom bitkileri sulamayı bitirdikten sonra, o, gün batımının keyfini çıkarmak için veranda da oturdu.
-After Tom finished watering the plants, he sat down on the porch to enjoy the sunset.
- sunset
- günbatımı
Ne güzel bir günbatımı!
-What a beautiful sunset!
Bu, bugüne kadar gördüğüm en güzel günbatımı.
-This is the most beautiful sunset that I have ever seen.
- sunset
- güneş batması
- sunset
- çöküş devri
- sunset
- {i} güneş battığı zaman
- sunset
- günbatımında gök renkleri
- sunset
- {i} güneşin batışı
Tom balkonda güneşin batışına bakıyordu.
-Tom was on the balcony, looking at the sunset.
- sunset
- {i} çöküş
- sunset
- {i} gurup
- sunset
- {i} güneşin batması, gurup
Related Terms
English - English
Definition of of or relating to the final period of the life of a person or thing in English English dictionary
- sunset
of or relating to the final period of the life of a person or thing
Hyphenation
of or re·lat·ing to the fi·nal pe·ri·od of the life of a per·son or thingTurkish pronunciation
ıv ır rileytîng tı dhi faynıl pîriıd ıv dhi layf ıv ı pırsın ır thîngPronunciation
/əv ər rēˈlātəɴɢ tə ᴛʜē ˈfīnəl ˈpərēəd əv ᴛʜē ˈlīf əv ə ˈpərsən ər ˈᴛʜəɴɢ/ /əv ɜr riːˈleɪtɪŋ tə ðiː ˈfaɪnəl ˈpɪriːəd əv ðiː ˈlaɪf əv ə ˈpɜrsən ɜr ˈθɪŋ/
Resimler
Favorites