Küçük ama sesli bir azınlık, toplantının kesilmesine yol açtı.
- A small, but vocal minority, disrupted the meeting.
Benim tam üç oktav vokal yelpazem var.
- I have a full three-octave vocal range.
Bekâr babalar ABD'de gittikçe daha vokal oluyorlar.
- Single dads are becoming more and more vocal in the U.S.
Küçük ama sesli bir azınlık, toplantının kesilmesine yol açtı.
- A small, but vocal minority, disrupted the meeting.
Tom ve Mary arka vokalleri seslendirdi.
- Tom and Mary sang background vocals.
Ben konuşkan bir kişi değilim.
- I'm not a vocal person.