Definition of of or pertaining to the force of gravity; as, gravitational units in English Turkish dictionary
- gravitational
- çekimsel
- gravitational
- yerçekimiyle ilgili
- gravitational
- yerçekimsel
LISA, yıldızlar ve kara deliklerden gelen yerçekimsel dalgaları arayacaktır.
-LISA will look for gravitational waves from stars and black holes.
- gravitational
- {s} çekim
Çekim gücü mukavemeti mesafe ile hızlı bir şekilde azalır.
-The strength of the gravitational force reduces quickly with distance.
Matematiksel hesaplamalar yoluyla Le Verrier Uranüsün ötesindeki başka gezegenin varlığını tahmin etti. Bu gezegenin yer çekimi Uranüsün sıradışı hareketini açıkladı.
-Through mathematical calculations, Le Verrier predicted the presence of another planet beyond Uranus. The gravitational pull of this planet would explain the unusual motion of Uranus.
- gravitational
- {s} yerçekimi ile ilgili
- gravitational
- (Tıp) Yerçekimi etkisi altında kalan yerçekimine bağlı olarak meydana gelen
- gravitational
- {s} yerçekimi
Bilim adamları yerçekimi dalgalarını keşfettiklerini açıkladı.
-Scientists have announced that they have discovered gravitational waves.
Yerçekimi dalgalarını algılamak çok zordur.
-Gravitational waves are very hard to detect.
Related Terms
Definition of of or pertaining to the force of gravity; as, gravitational units in English English dictionary
- gravitational