Yazıcının içinde bir kağıt parçası sıkıştı ve artık çalışmıyor.
- A piece of paper got jammed in the printer and now it doesn't work.
Kilitleme mekanizması sıkıştı.
- The locking mechanism has jammed.
Sokaklar arabalarla tıkanmış.
- The roads are jammed with cars.
Burada birkaç sıkışmış tuş var.
- There are a few keys here that are jammed.
Her poor little baby toe got jammed in the door.