of motion, of reason or cause; inspiring to action

listen to the pronunciation of of motion, of reason or cause; inspiring to action
English - Turkish

Definition of of motion, of reason or cause; inspiring to action in English Turkish dictionary

motive
{i} güdü

Tom'un bazen diğer insanların güdülerini ve isteklerini anlama sorunu var. - Tom sometimes has trouble understanding other people's motives and desires.

Hayır, onun bir güdüsü yok. - No, he doesn't have a motive.

motive
gerekçe
motive
sebep

Dedektifler cinayet için farklı sebepler düşündüler. - Detectives considered different motives for the murder.

motive
insiyak
motive
yönlendirim
motive
dürtü
motive
hareket ettirici
motive
devitken
motive
motif/neden
motive
harekete getirmek
motive
harekete ait
motive
{i} neden

Hiç kimsenin cinayet için bir nedeni var gibi görünmüyordu. - Nobody seemed to have a motive for the murder.

Cinayetin nedeni henüz bilinmiyor. - The motive for the murder is not yet known.

motive
{i} müz. motif
motive
{s} hareket ettirici, devindirici, itici
motive
{i} âmil
motive
{s} güdüsel
motive
hareket meydana getiren
English - English
{s} motive
of motion, of reason or cause; inspiring to action
Favorites