English - Turkish
Definition of of laugh in English Turkish dictionary
- lough
- haliç
- low
- alçak (ses)
- low
- (Muzik) kalın
- low
- aşağıya
Aşağıya eğil. Tavan çok alçak.
-Bend down. The ceiling is very low.
- lough
- körfez
- lough
- göl
- low
- aşağıda
Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.
-The actual price was lower than I had thought.
- low
- bayağı
- low
- sıradan
- low
- zayıf
Yağmurun yağma ihtimali zayıf.
-The chance of rain is low.
Bu, pil zayıf olduğu için çok iyi çalışmıyor.
-It doesn't work so well because the battery is low.
- low
- düşük
Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.
-Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
Düşük ısılar suyu buza çevirir.
-Low temperatures turn water into ice.
- lough
- {i} göl [İrl.]
- lough
- haliç/göl
- lough
- {i} körfez [irl.]
- lough
- i., İrlandaca
- low
- üz
Espri anlayışı, düşük öz saygısının bir göstergesi olarak, kendini aşağılamak üzerine kuruluydu.
-His sense of humor was self-deprecating, a sign of his low self-esteem.
- low
- alçak gönüllü
Related Terms
of laugh
Turkish pronunciation
ıv läfPronunciation
/əv ˈlaf/ /əv ˈlæf/
Resimler
Videos
... ( both laugh ) ...
... With a smile or laugh, we connect with people every ...
Favorites