of exacting tastes and habits; dainty; fastidious

listen to the pronunciation of of exacting tastes and habits; dainty; fastidious
English - Turkish

Definition of of exacting tastes and habits; dainty; fastidious in English Turkish dictionary

delicate
hassas

Bir bebeğin hassas cildi vardır. - A baby has delicate skin.

O çok hassas bir durumdu. - That was a very delicate situation.

delicate
{s} kolaylıkla kırılabilen, kırılgan, nazik
delicate
hassas,narin
delicate
zarafet
delicate
yumuşak (dokunuş)
delicate
(yemek) leziz ve hafif
delicate
(alet/vb.) duyarlı
delicate
ince
delicate
zarif

Layla'nın çok zarif özellikleri vardı. - Layla had very delicate features.

Fadıl, zarif Leyla'yı acımasız bir dünyadan kurtarmak istedi. - Fadil wanted to save the delicate Layla from a harsh world.

delicate
{s} ince (yapı), narin
delicate
(sıfat) nazik, narin, ince, düşünceli, duyarlı; hassas, güvenli, ince (iş), ; lezzetli, nazlı
delicate
incelikle delicateness incelik
delicate
{s} nazik
delicate
{s} nazlı
delicate
{s} lezzetli
delicate
açık delicately nazikane
English - English
delicate
of exacting tastes and habits; dainty; fastidious
Favorites