Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.
- The chief engineer did research hand in hand with his assistant.
Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.
- You didn't do a very good job, I said.
Yaptığını düşünmeden, onu iyi yapar.
- Regardless of what he does, he does it well.
O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
- He doesn't know who built those houses.
Mary'nin konuşacak hiç kimsesi yok fakat o kendini yalnız hissetmiyor.
- Mary has nobody to talk with, but she doesn't feel lonely.
Söylediği şeyin hiçbir önemi yok.
- It doesn't matter what he said.