of color, discolored by impurities

listen to the pronunciation of of color, discolored by impurities
English - Turkish

Definition of of color, discolored by impurities in English Turkish dictionary

dirty
{s} kirli

Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu. - The suitcase contained nothing but dirty clothes.

O gömlek çok kirli. Okula gitmeden önce yıkanılması gerek. - That shirt is very dirty. It needs washing before you go to school.

dirty
pis

Eğer oyun kasetinin metal plaka terminali pis ise oyun konsoluna kaset yerleştirildiğinde oyunun başlaması zor olabilir. - If the metal plate terminal of the game cassette is dirty it may be difficult for the game to start when the cassette is inserted into the game console.

Senin pis işini benim yapmamı istiyorsun, değil mi? - You want me to do your dirty work for you, don't you?

dirty
{f} kirlenmek

Tom kirlenmekten korkmuyor. - Tom isn't afraid to get dirty.

dirty
{s} edepsiz

Bazı edepsiz fıkralar biliyorum ama onları asla anlatmam. - I know some dirty jokes, but I never tell them.

Bazı edepsiz fıkralar biliyorum ama onları anlatmam. - I know some dirty jokes, but I don't tell them.

dirty
{s} aşağılık
dirty
çepel
dirty
(hava) bozuk
dirty
alçakça
dirty
iğrenç

Kirli giysiler soyunma odasının havasında iğrenç bir koku bıraktı. - The dirty clothes left a foul odor in the air of the locker room.

Tom'un ayakkabıları iğrenç. - Tom's shoes are dirty.

dirty
(Tekstil) 1. pis, kirli 2. pisletmek, kirletmek
dirty
(sıfat) pis, kirli; açık saçık, rezil, aşağılık, iğrenç, ahlaksız, edepsiz, terbiyesiz, müstehcen; muzur, bozuk; fırtınalı
dirty
{s} fırtınalı
dirty
{s} iğrenç, çirkin
dirty
(fiil) kirletmek, pisletmek, lekelemek, kirlenmek, pislenmek; bulaştırmak
dirty
bozuk fazla miktarda radyoaktif zerreler yayan
dirty
{f} bulaştırmak
dirty
argo yanında esrar bulunan
dirty
murdar
English - English
dirty

The old flag was a dirty white.

of color, discolored by impurities
Favorites