Ailemde dört kişi var.
- There are four members in my family.
Neredeyse her ailede televizyon var.
- Practically every family has a TV.
O büyük bir aileye ait.
- He belongs to a big family.
Herhangi biri Tom'un soyadını biliyor mu?
- Does anyone know Tom's family name?
Çin'de önce soyadımızı sonra adımızı koyarız.
- In China, we put our family name first, then our name.
Aile, genç çocuklarının trajik ölümünün yasını tuttu.
- The family mourned the tragic death of their young child.
Çocuklar aile ortamını yansıtırlar.
- Children reflect the family atmosphere.
Sami ailesini kandırdı.
- Sami fooled his family.
O yoksul aile her ay kıt kanaat geçiniyor.
- That poor family lives from hand to mouth every month.