of a city, local

listen to the pronunciation of of a city, local
English - Turkish

Definition of of a city, local in English Turkish dictionary

town
{i} kasaba

Küçük kasabada hayat sıkıcıdır. - Life in a small town is boring.

Kasabayı ziyaret edenler yıldan yıla artıyor. - Visitors to that town increase in number year by year.

town
{i} ilçe

Onun ebeveynleri ana ilçe merkezinde yaşıyor. - His parents live in the main county town.

town
şehrin iş merkezi
town
belediye

Belediye binası insanlarla doluydu. - The town hall was full of people.

Buradan Belediye binasına yürümek aşağı yukarı ne kadar zaman alır? - How much time, more or less, does it take to walk from here to the town hall?

town
town and gown tüccarlar ile üniversite
town
town council belediye meclisi
town
town clerk kasaba sicil memuru
town
(sıfat) kent
town
town hall belediye binası
town
town house şehirdeki ev
town
megapol
town
çarşı
town
şehir halkı
town
şehrin iş/alışveriş merkezi
town
{i} kent

Eşim, sanki ben kentin en zengin adamıymışım gibi para harcıyor. - My wife spends money as if I were the richest man in town.

Roma bir İtalyan kentidir. - Rome is an Italian town.

town
(isim) kent, şehir, ilçe, kasaba, şehir merkezi, şehir halkı
English - English
{s} town
of a city, local
Favorites