English - Turkish
Definition of of, or relating to synthesis in English Turkish dictionary
- synthetic
- bireşimli
- synthetic
- bireşimsel
- synthetic
- yapay
- synthetic
- sentetik
Onlar sentetik yaşam formu yaratmak istiyor.
-They want to create a synthetic life form.
Almanca sentetik bir dildir.
-German is a synthetic language.
- synthetic
- {s} sentetik, sentez yoluyla yapılan
- synthetic
- (Tıp) (al) Terkibi bileşim ait, sentetik
- synthetic
- (Tekstil) sentetik deterjanlar
- synthetic
- (Askeri) SENTETİK: Evvelce verilmiş kripto malzeme ve dökümanlarından istifade etmek suretiyle, mahalli olarak yapılan kripto malzemesiyle ilgili
- synthetic
- (isim) sentetik
- synthetic
- sintetik
- synthetic
- (sıfat) sentetik, yapay, suni, çekimli [dilb.]
- synthetic
- {s} suni
- synthetic
- {s} çekimli [dilb.]
Related Terms
English - English
Definition of of, or relating to synthesis in English English dictionary
- synthetic
of, or relating to synthesis
Hyphenation
of, or re·lat·ing to syn·the·sisPronunciation
Resimler
History
Favorites