of, or relating to a species

listen to the pronunciation of of, or relating to a species
English - Turkish

Definition of of, or relating to a species in English Turkish dictionary

specific
özel

Ben küçükken, anneannem özellikle kirpi için küçük bir kase süt koyardı. - When I was little, my grandmother would put out a small bowl of milk specifically for hedgehogs.

Özellikli bilgi istiyorum. - I want specific information.

specific
(Mühendislik) özgül
specific
belirli

Tom belirli tarihlerden söz etmedi. - Tom didn't mention specific dates.

Amerikan futbolunda defansın belirli bir işi var. - In American football the defense has a specific job.

specific
{s} spesifik

Daha spesifik olmak için sana ihtiyacım olacak. - I'm going to need you to be more specific.

Daha spesifik olur musun? - Can you be more specific?

specific
{s} özellikli

Özellikli bilgi istiyorum. - I want specific information.

specific
(Tıp) özgün
specific
bir türe özgü
specific
kesin
specific
(Tıp) Türe ait
specific
(sıfat) spesifik, özel, belli, belirli, kendine özgü, özellikli, özgül, kesin
specific
(Tıp) Bir hastalığa mahsus olan
specific
tedavi edici tıb
specific
öze

Ben küçükken, anneannem özellikle kirpi için küçük bir kase süt koyardı. - When I was little, my grandmother would put out a small bowl of milk specifically for hedgehogs.

O, Alex'e her konuşmasında bir ceviz verme yerine, onu sadece özellikle ceviz dediğinde verecekti. - Instead of giving Alex a nut each time he said something, she'd only give it when he specifically said nut.

specific
ağırlık ve miktara göre alınan gümrük vergisine ait
specific
belirli bir mikroptan husule gelen
specific
(isim) özel ilaç, özel amaçlı ilaç
specific
{s} fiz., kim. özgül
specific
özgü, belirli
English - English
specific