Definition of odası in Turkish English dictionary
- (Bilgisayar) room
When I was playing video games in the living room, Mother asked me if I would go shopping with her.
- Oturma odasında video oyunları oynarken annem bana onunla birlikte alışverişe gidip gitmeyeceğimi sordu.
Just as we were leaving the exam room the doctor waved his hand saying, 'bye-bye'.
- Muayene odasından tam ayrılırken doktor hoşça kal diyerek elini salladı.
- has room
- oda
- {i} chamber
When any pretty maiden came near the castle, she was changed into a bird, and the fairy put her into a cage, and hung her up in a chamber in the castle.
- Güzel bir kız kale yakınına geldiğinde, bir kuşa dönüştürüldü ve peri ona bir kafese koydu ve kale içindeki bir odaya astı.
Many small business owners belong to a chamber of commerce.
- Birçok küçük işletme sahipleri bir ticaret odasına aittir.
- oda
- {i} room
There was nothing but an old chair in the room.
- Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu.
My room is very small.
- Benim odam çok küçük.
- çatı odası
- attic
- çocuk odası
- nursery
- oturma odası
- living room
This house is nearby, it has two bedrooms and a living room, and the decoration isn't bad; it's 1500 a month.
- Bu ev yakında, iki yatak odası ve bir oturma odası var, ve dekorasyonu kötü değil; ayda 1500.
The boy sleeps in the living room.
- Çocuk oturma odasında uyuyor.
- Ticaret odası
- chamber of commerce
Many small business owners belong to a chamber of commerce.
- Birçok küçük işletme sahipleri bir ticaret odasına aittir.
- yatak odası
- bedroom
Tom is planning to redecorate his bedroom.
- Tom yatak odasını yeniden dekore etmeyi planlıyor.
She went upstairs to her bedroom.
- O üst kata yatak odasına gitti.
- hakimin özel odası
- chamber
- kadının küçük özel odası
- boudoir
- oturma odası
- parlor
- yemek odası
- lunchroom
Tom is eating a sandwich in the lunchroom.
- Tom yemek odasında bir sandviç yiyor.
- yemek odası
- dinning room
- çalışma odası
- study
My father converted a garage into a study.
- Babam bir garajı bir çalışma odasına dönüştürdü.
His study faces the park.
- Onun çalışma odası parka bakıyor.
- öğretmenler odası
- staff room
- aile odası
- family room
- ameliyat odası
- operating theatre
- banyo odası
- bathroom
- bekar odası
- bed-sitter
- bekleme odası
- waiting area
- bekleme odası
- lobby
- bekleme odası
- entrance hall
- bekleme odası
- foyer
- bekleme odası
- hall
- bekleme odası
- ante-room
- bekleme odası
- vestibule
- bekleme odası
- lounge
- bilgi odası
- (Ticaret) data room
- bilgisayar odası
- computer room
- buhar odası
- steam bath
- dinlenme odası
- lounge
- ebeveyn yatak odası
- master bedroom
- evde oturma odası
- lounge
- genç odası
- teen room
- genç odası
- teenager groups (furniture)
- giysi odası
- wardrobe
- haber odası
- newsroom
- iyon odası
- (Askeri,Çevre) ion chamber
- konferans odası
- (Bilgisayar) conference room
- kumanda odası
- control room
- makam odası
- office
- misafir odası
- drawing-room
- misafir odası
- guestroom
- oda
- cell
- oda
- closet
He closeted himself in his study.
- O kendini çalışma odasına kapattı.
Tom has a large closet in his bedroom.
- Tom'un yatak odasında büyük bir dolabı var.
- oda
- tract
- oyun odası
- game room
- oyun odası
- recreation room
- sohbet odası
- (Bilgisayar) chat room
- sohbet odası listesi
- (Bilgisayar) chat room list
- test odası
- test room
- yemek odası
- triclinium
- yemek odası
- dining-room
- yönetim kurulu odası
- (Ticaret) board room
- çocuk odası
- kid's room
- dinlenme odası
- Rest room, resting room
- erzak odası
- food room
- esnaf odası
- Chamber of craftsmen
- istanbul ticaret odası
- İstanbul chamber of commerce
- oda
- apartment
The apartment consists of three small rooms and a bath.
- Daire üç küçük oda ve bir banyodan oluşuyor.
I want to rent an apartment with two rooms.
- İki odalı bir daire kiralamak istiyorum.
- oturma odası takmı
- Living room set
- sanayi odası
- Chamber of industry
- soyunma odası
- (Tiyatro) Fitting room, changing room, locker room, dressing room
- tesisat odası
- Installation room
- yatak odası
- bed room
- acil odası
- emergency room
Tom ended up in the emergency room.
- Tom acil odasında düştü.
- alet odası
- tool room
- ameliyat odası
- operating room
- ameliyat odası
- operating theatre, operating room
- ameliyat odası
- operating theater
- ateşleme odası
- combustion chamber
- av tüfekleri odası
- gunroom
- açık yanma odası
- open combustion chamber
- baskı odası
- press room
- bebek odası
- babys room
- bebek odası
- baby's room
- bekleme odası
- anteroom
There is an anteroom adjoining the library.
- Kütüphaneye bitişik bir bekleme odası var.
Please hang your coat in the anteroom.
- Lütfen ceketinizi bekleme odasına asın.
- bekleme odası
- reception room
- bekleme odası
- antechamber
- bekleme odası/salonu
- waiting room
- bekâr odası
- bed-sitter, bed-sitting room
- bekâr odası
- cheap room rented to a man or a group of men
- bekâr odası
- bed sittingroom
- bekâr odası
- bed sitter
- beslenme odası
- (Tıp) feeding room
- bilardo odası
- (Spor) billiard room
- buharlama odası
- steaming chamber, cottage steamer
- bulut odası etkisi
- (Çevre) cloud chamber effect
- burada bir otel odası rezervasyonu yapabilir miyim
- Can I reserve a hotel room here
- daire kesitli yanma odası
- (Havacılık) annular comustion chamber
- damıtma odası
- still room
- deney odası
- test chamber
- dengeleme odası
- gate recess
- dinlenme odası
- common room
- dinlenme odası
- rest area
- dinlenme odası
- (Hukuk) sanctum
- dip savak vana odası
- bottom outlet gate chamber
- dizgi odası
- composing room
- doğum odası
- delivery room
Is there any reason I need to be in the delivery room when my wife is giving birth? Only if the word 'alimony' means anything to you.
- Karım doğum yapıyorken benim doğum odasında olmamı gerektiren herhangi bir neden var mı? Eğer 'nafaka' kelimesi senin için bir şey ifade ediyorsa.
- dönel yanma odası
- turbulence chamber
- elbise deneme odası
- fitting room
The fitting room over there is unoccupied.
- Oradaki elbise deneme odası boş.
The fitting room is being used now.
- Elbise deneme odası şimdi kullanılıyor.
- elbise odası
- walk-in closet
- emme odası
- inlet chamber
- emme odası
- (Otomotiv) intake chamber
- esnaf odası
- (Kanun) chamber of artisans
- fabrika kompresör odası
- mill compressor room
- filtre odası
- filter chamber
- fisyon odası
- fission chamber
- gaz odası
- gas chamber
Layla will go to the gas chamber for her crimes.
- Leyla suçlarından dolayı gaz odasına gidecek.
- gelin odası
- bridal chamber
- giyinme odası
- tiring room
- giyinme odası
- vestiary
- giyinme odası
- changing room
- giyinme odası
- dressing room
Tom went into his dressing room.
- Tom giyinme odasına gitti.
Tom is in the dressing room.
- Tom giyinme odasında.
- görüşme odası
- visiting room
- gösterim odası
- projection room
- hakimin özel odası
- camera
- hasta odası
- sick room
- hasta odası
- sickroom
- hazine odası
- strongroom
- haşıllama odası
- sizing room
- homojen iyonizasyon odası
- (Fizik) homogeneous ionization chamber
- hızlandırma odası
- accelerating chamber
- ibadet odası
- chapel
- idare odası
- control point
- ifade alma odası
- (Kanun) questioning room
- iyon toplama odası
- ion collecting chamber
- iyonlaşma odası
- ionization chamber
- kabarcık odası
- bubble chamber
- kabul odası
- official reception room
- kabul odası
- reception room
- karantina odası
- isolation ward
- karıştırma odası
- stirrer
- karışım odası
- mixing chamber
- kelebek vana odası
- butter valve chamber
- kereste kurutma odası
- drying kiln for timber
- kilise giyinme odası
- vestiary
- kilise giyinme odası
- vestry
- kilisede dua okutma odası
- chantry
- klima odası
- environmental test chamber
- komite toplantı odası
- (Politika, Siyaset) boardroom
- kontrol odası
- control room
- konuk odası
- hospitality room
- konuk odası
- drawing room
- kurgu odası
- cutting room
- kutsal emanet odası
- feretory
- kıymetlendirme odası
- (Askeri) plotting room
- laboratuvar deneme odası
- (Çevre) laboratory test chamber
- makine odası
- machine room
- makyaj odası
- dressing room
- makyaj odası
- make-up room
- misafir karşılama odası
- drawing room
- misafir odası
- guest room, drawing room
- misafir odası
- drawing room
- misafir odası
- reception room
- misafir odası
- salon
- misafir odası
- guest bedroom, guest room
- misafir yatak odası
- guest room
- misafir yatak odası
- guest bedroom
- montaj odası
- cutting room
- motel odası
- motel room
- muayene odası
- examination room
- muhasebeci odası
- (üniv.) bursary
- müşahede odası
- observation ward
- nem odası
- humid room
- oda
- room; chamber, association, society
- oda
- (manastır vb) cell
- oda
- association, society, organization
- okuma odası
- reading room
- okuma odası
- lecture room
- oturma odası
- living room, sitting room
- oturma odası
- parlour [Brit.]
- oturma odası
- sitting room
When dinner was over, we adjourned to the sitting room.
- Akşam yemeği bittiğinde, oturma odasına geçti.
- oturma odası living room, Brit
- sitting room, Brit. lounge
- oyun odası
- day nursery
- ozon dayanım test odası
- (İnşaat) ozone aging test chamber
- panel odası
- (Gıda) panel room
- patlama odası
- (Havacılık) blast chamber
- patlama odası
- explosion chamber
- personel odası
- staff room
- pompa odası
- pumproom
- pompa odası
- pump room
- primer gaz kelebeği odası
- (Otomotiv) primary throttle chamber
- reaksiyon odası
- reaction chamber
- röntgen odası nerede
- Where's the X ray room
- sabah odası
- morning-room
- sanayi odası
- association of manufacturers
- sandık odası
- glory hole
- sandık odası
- lumber room
- sandık odası storeroom, Brit
- lumber room
- sekonder gaz kelebeği odası
- (Otomotiv) secondary throttle chamber
- seslendirme odası
- sound box
- seslendirme odası
- soundproof booth
- silah odası
- gun room
- silindirik yanma odası
- (Havacılık) can type burner
- sis odası
- cloud chamber
- sohbet odası adı
- (Bilgisayar) chat room name
- soyunma odası
- dressing room
- soyunma odası
- fitting room
The fitting room is being used now.
- Soyunma odası şimdi kullanılıyor.
- soyunma odası
- locker room
This place smells like a locker room.
- Bu yer bir soyunma odası gibi kokuyor.
The dirty clothes left a foul odor in the air of the locker room.
- Kirli giysiler soyunma odasının havasında iğrenç bir koku bıraktı.
- spor odası
- (Spor) gymnasium room
- steril laboratuvar odası
- clean-room
- steril laboratuvar odası
- white room
- storm van leeuwen odası
- (Tıp) storm van leeuwen chamber
- süt sağım odası
- milking parlour
- sıkıştırma odası
- compression chamber
- tahliye odası
- outlet chamber
- takas odası
- clearinghouse
- televizyon odası
- television room
- televizyon odası
- tv room
- tepkime odası
- reaction chamber
- tepkime odası
- (Endüstri) retroaction room
- tepkime odası
- (Endüstri) reaction room
- ter atma odası
- sudatorium
- terleme odası
- sudatorium
- ticaret odası
- hanse
- trafo odası
- transformer room
- tuvalet odası
- dressing room
- tuvalet tazeleme odası
- powder room