odası

listen to the pronunciation of odası
Turkish - English
(Bilgisayar) room

Just as we were leaving the exam room the doctor waved his hand saying, 'bye-bye'. - Muayene odasından tam ayrılırken doktor hoşça kal diyerek elini salladı.

This house is nearby, it has two bedrooms and a living room, and the decoration isn't bad; it's 1500 a month. - Bu ev yakında, iki yatak odası ve bir oturma odası var, ve dekorasyonu kötü değil; ayda 1500.

has room
oda
{i} chamber

I'm going to subscribe to these chamber-music concerts. - Ben bu oda müziği konserlerine katılacağım.

When any pretty maiden came near the castle, she was changed into a bird, and the fairy put her into a cage, and hung her up in a chamber in the castle. - Güzel bir kız kale yakınına geldiğinde, bir kuşa dönüştürüldü ve peri ona bir kafese koydu ve kale içindeki bir odaya astı.

oda
{i} room

Don't run around in the room. - Odanın etrafında koşma.

My room is very small. - Benim odam çok küçük.

çatı odası
attic
çocuk odası
nursery
oturma odası
living room

This house is nearby, it has two bedrooms and a living room, and the decoration isn't bad; it's 1500 a month. - Bu ev yakında, iki yatak odası ve bir oturma odası var, ve dekorasyonu kötü değil; ayda 1500.

The living room adjoins the dining room. - Oturma odası yemek odasına bitişiktir.

Ticaret odası
chamber of commerce

Many small business owners belong to a chamber of commerce. - Birçok küçük işletme sahipleri bir ticaret odasına aittir.

yatak odası
bedroom

This house is nearby, it has two bedrooms and a living room, and the decoration isn't bad; it's 1500 a month. - Bu ev yakında, iki yatak odası ve bir oturma odası var, ve dekorasyonu kötü değil; ayda 1500.

She went upstairs to her bedroom. - O üst kata yatak odasına gitti.

hakimin özel odası
chamber
kadının küçük özel odası
boudoir
oturma odası
parlor
yemek odası
lunchroom

Tom is eating a sandwich in the lunchroom. - Tom yemek odasında bir sandviç yiyor.

yemek odası
dinning room
çalışma odası
study

There are plenty of books in his study. - Çalışma odasında bir sürü kitap var.

My father converted a garage into a study. - Babam bir garajı bir çalışma odasına dönüştürdü.

öğretmenler odası
staff room
aile odası
family room
ameliyat odası
operating theatre
banyo odası
bathroom
bekar odası
bed-sitter
bekleme odası
waiting area
bekleme odası
lobby
bekleme odası
entrance hall
bekleme odası
foyer
bekleme odası
hall
bekleme odası
ante-room
bekleme odası
vestibule
bekleme odası
lounge
bilgi odası
(Ticaret) data room
bilgisayar odası
computer room
buhar odası
steam bath
dinlenme odası
lounge
ebeveyn yatak odası
master bedroom
evde oturma odası
lounge
genç odası
teen room
genç odası
teenager groups (furniture)
giysi odası
wardrobe
haber odası
newsroom
iyon odası
(Askeri,Çevre) ion chamber
konferans odası
(Bilgisayar) conference room
kumanda odası
control room
makam odası
office
misafir odası
drawing-room
misafir odası
guestroom
oda
cell
oda
closet

He closeted himself in his study. - O kendini çalışma odasına kapattı.

Tom cleaned out his bedroom closet. - Tom yatak odası dolabını temizledi.

oda
tract
oyun odası
game room
oyun odası
recreation room
sohbet odası
(Bilgisayar) chat room
sohbet odası listesi
(Bilgisayar) chat room list
test odası
test room
yemek odası
triclinium
yemek odası
dining-room
yönetim kurulu odası
(Ticaret) board room
çocuk odası
kid's room
dinlenme odası
Rest room, resting room
erzak odası
food room
esnaf odası
Chamber of craftsmen
istanbul ticaret odası
İstanbul chamber of commerce
oda
apartment

I want to rent an apartment with two rooms. - İki odalı bir daire kiralamak istiyorum.

The apartment consists of three small rooms and a bath. - Daire üç küçük oda ve bir banyodan oluşuyor.

oturma odası takmı
Living room set
sanayi odası
Chamber of industry
soyunma odası
(Tiyatro) Fitting room, changing room, locker room, dressing room
tesisat odası
Installation room
yatak odası
bed room
acil odası
emergency room

Tom ended up in the emergency room. - Tom acil odasında düştü.

alet odası
tool room
ameliyat odası
operating room
ameliyat odası
operating theatre, operating room
ameliyat odası
operating theater
ateşleme odası
combustion chamber
av tüfekleri odası
gunroom
açık yanma odası
open combustion chamber
baskı odası
press room
bebek odası
babys room
bebek odası
baby's room
bekleme odası
anteroom

Please hang your coat in the anteroom. - Lütfen ceketinizi bekleme odasına asın.

There is an anteroom adjoining the library. - Kütüphaneye bitişik bir bekleme odası var.

bekleme odası
reception room
bekleme odası
antechamber
bekleme odası/salonu
waiting room
bekâr odası
bed-sitter, bed-sitting room
bekâr odası
cheap room rented to a man or a group of men
bekâr odası
bed sittingroom
bekâr odası
bed sitter
beslenme odası
(Tıp) feeding room
bilardo odası
(Spor) billiard room
buharlama odası
steaming chamber, cottage steamer
bulut odası etkisi
(Çevre) cloud chamber effect
burada bir otel odası rezervasyonu yapabilir miyim
Can I reserve a hotel room here
daire kesitli yanma odası
(Havacılık) annular comustion chamber
damıtma odası
still room
deney odası
test chamber
dengeleme odası
gate recess
dinlenme odası
common room
dinlenme odası
rest area
dinlenme odası
(Hukuk) sanctum
dip savak vana odası
bottom outlet gate chamber
dizgi odası
composing room
doğum odası
delivery room

Is there any reason I need to be in the delivery room when my wife is giving birth? Only if the word 'alimony' means anything to you. - Karım doğum yapıyorken benim doğum odasında olmamı gerektiren herhangi bir neden var mı? Eğer 'nafaka' kelimesi senin için bir şey ifade ediyorsa.

dönel yanma odası
turbulence chamber
elbise deneme odası
fitting room

The fitting room is being used now. - Elbise deneme odası şimdi kullanılıyor.

The fitting room over there is unoccupied. - Oradaki elbise deneme odası boş.

elbise odası
walk-in closet
emme odası
inlet chamber
emme odası
(Otomotiv) intake chamber
esnaf odası
(Kanun) chamber of artisans
fabrika kompresör odası
mill compressor room
filtre odası
filter chamber
fisyon odası
fission chamber
gaz odası
gas chamber

Layla will go to the gas chamber for her crimes. - Leyla suçlarından dolayı gaz odasına gidecek.

gelin odası
bridal chamber
giyinme odası
tiring room
giyinme odası
vestiary
giyinme odası
changing room
giyinme odası
dressing room

Tom went into his dressing room. - Tom giyinme odasına gitti.

Tom is in the dressing room. - Tom giyinme odasında.

görüşme odası
visiting room
gösterim odası
projection room
hakimin özel odası
camera
hasta odası
sick room
hasta odası
sickroom
hazine odası
strongroom
haşıllama odası
sizing room
homojen iyonizasyon odası
(Fizik) homogeneous ionization chamber
hızlandırma odası
accelerating chamber
ibadet odası
chapel
idare odası
control point
ifade alma odası
(Kanun) questioning room
iyon toplama odası
ion collecting chamber
iyonlaşma odası
ionization chamber
kabarcık odası
bubble chamber
kabul odası
official reception room
kabul odası
reception room
karantina odası
isolation ward
karıştırma odası
stirrer
karışım odası
mixing chamber
kelebek vana odası
butter valve chamber
kereste kurutma odası
drying kiln for timber
kilise giyinme odası
vestiary
kilise giyinme odası
vestry
kilisede dua okutma odası
chantry
klima odası
environmental test chamber
komite toplantı odası
(Politika, Siyaset) boardroom
kontrol odası
control room
konuk odası
hospitality room
konuk odası
drawing room
kurgu odası
cutting room
kutsal emanet odası
feretory
kıymetlendirme odası
(Askeri) plotting room
laboratuvar deneme odası
(Çevre) laboratory test chamber
makine odası
machine room
makyaj odası
dressing room
makyaj odası
make-up room
misafir karşılama odası
drawing room
misafir odası
guest room, drawing room
misafir odası
drawing room
misafir odası
reception room
misafir odası
salon
misafir odası
guest bedroom, guest room
misafir yatak odası
guest room
misafir yatak odası
guest bedroom
montaj odası
cutting room
motel odası
motel room
muayene odası
examination room
muhasebeci odası
(üniv.) bursary
müşahede odası
observation ward
nem odası
humid room
oda
room; chamber, association, society
oda
(manastır vb) cell
oda
association, society, organization
okuma odası
reading room
okuma odası
lecture room
oturma odası
living room, sitting room
oturma odası
parlour [Brit.]
oturma odası
sitting room

When dinner was over, we adjourned to the sitting room. - Akşam yemeği bittiğinde, oturma odasına geçti.

oturma odası living room, Brit
sitting room, Brit. lounge
oyun odası
day nursery
ozon dayanım test odası
(İnşaat) ozone aging test chamber
panel odası
(Gıda) panel room
patlama odası
(Havacılık) blast chamber
patlama odası
explosion chamber
personel odası
staff room
pompa odası
pumproom
pompa odası
pump room
primer gaz kelebeği odası
(Otomotiv) primary throttle chamber
reaksiyon odası
reaction chamber
röntgen odası nerede
Where's the X ray room
sabah odası
morning-room
sanayi odası
association of manufacturers
sandık odası
glory hole
sandık odası
lumber room
sandık odası storeroom, Brit
lumber room
sekonder gaz kelebeği odası
(Otomotiv) secondary throttle chamber
seslendirme odası
sound box
seslendirme odası
soundproof booth
silah odası
gun room
silindirik yanma odası
(Havacılık) can type burner
sis odası
cloud chamber
sohbet odası adı
(Bilgisayar) chat room name
soyunma odası
dressing room
soyunma odası
fitting room

The fitting room is being used now. - Soyunma odası şimdi kullanılıyor.

soyunma odası
locker room

This place smells like a locker room. - Bu yer bir soyunma odası gibi kokuyor.

The dirty clothes left a foul odor in the air of the locker room. - Kirli giysiler soyunma odasının havasında iğrenç bir koku bıraktı.

spor odası
(Spor) gymnasium room
steril laboratuvar odası
clean-room
steril laboratuvar odası
white room
storm van leeuwen odası
(Tıp) storm van leeuwen chamber
süt sağım odası
milking parlour
sıkıştırma odası
compression chamber
tahliye odası
outlet chamber
takas odası
clearinghouse
televizyon odası
television room
televizyon odası
tv room
tepkime odası
reaction chamber
tepkime odası
(Endüstri) retroaction room
tepkime odası
(Endüstri) reaction room
ter atma odası
sudatorium
terleme odası
sudatorium
ticaret odası
hanse
trafo odası
transformer room
tuvalet odası
dressing room
tuvalet tazeleme odası
powder room
English - English

Definition of odası in English English dictionary

oda
A room within a harem
oturma odası
living room
ODA
the Overseas Development Administration the former name of the DFID (the British government's Department for International Development)
ODA
financial flows provided by governments or aid agencies to developing and underprivileged countries or regionsat no cost or at rates below market rate
oda
Open Document Architecture
oda
Open (or Office) Document architecture (ISO 8613)
oda
Office Document Architecture
oda
Official Development Aid, or government-funded help by rich countries for poor ones ODA levels have fallen constantly since the 1992 Earth Summit, which reaffirmed a 1969 target of contributing 0 7 percent of gross national product (GNP) per year Only four countries (Denmark, the Netherlands, Norway and Sweden) have met this goal
oda
Until 1990 known as Office Document Architecture A standard (ISO 8613) for defining document components for interchange between differing word processors and desktop publishing systems An attempt to classify the features of such systems It combines a structure view of the document (in similar fashion to SGML), with a layout view that specifies where on the page, and possibly on which page, an object appears
oda
Overseas Development Administration
oda
Official Development Assistance
oda
A standard, defined by both ISO and the CCITT, which allows documents containing graphics, text, spreadsheet data and so on to be passed between computers and software of different manufacturers (CCITT, CDA, ISO, MODCA, PIL, PS ) ( top )
oda
Official Development Assistance Used to help countries in need but is often used for political gain
oda
operational detachment alpha
oda
Overseas Development Administration (UK)
oda
A document exchange format
oda
Overseas Development Administration, UK
Turkish - Turkish

Definition of odası in Turkish Turkish dictionary

yatak odası
Yatmak için kullanılan oda
takas odası
(Denizcilik) bankalar veya diğer finansal kuruluşlarda çek ve senet gibi ödeme araçlarından doğan borç ve alacakları nakit para kullanılmadan muhasebe işlemleriyle karşılıklı olarak tasfiye edilmesini sağlayan birim
takas odası
(Denizcilik) banka temsilcilerinin senetlerini takas ve mahsup ettikleri yer
Oda
bulma
Oda
(Osmanlı Dönemi) YAHTE
arz odası
Yüksek mevkide olan insanların halkla görüştüğü oda
arz odası
Padişahın elçileri veya yabancı ülkelerin temsilcilerini kabul ettiği oda
bekar odası
Bekârların, taşradan gelen işçilerin kaldığı oda
bekleme odası
Bekleme salonu
beslenme odası
Anaokulu, ilköğretim okulu gibi eğitim kurumlarında yemek yenilen yer
doğum odası
İçinde doğum yapılan hastane odası
halk odası
Küçük yerleşim bölgelerinde toplu görüşme için yapılmış küçük yer, oda
kabul odası
Büyük konak veya dairelerde konukların oturtuldukları büyük oda
köy odası
Köylülerin çeşitli toplantılar yaptıkları veya konukların köyde kalması için hazırladıkları yer
makam odası
Yüksek makamdaki bir kimse için ayrılan oda
makine odası
Makinelerin tamir edildiği yer
makine odası
Sinema makinesinin bulunduğu yer
makyaj odası
Televizyon, sinema, fotoğrafçılık ve reklamcılıkta filmin çekiminden önce gerekli makyajın yapıldığı yer
misafir odası
Evlerde konukların alındığı oda
müzik odası
Müzik dinlemeye ayrılmış yer
oda
Genelde yabancı erkek misafirlerin kaldığı, evin bulunduğu yerden uzak tokat kapisina yakin olan oda
oda
Evin veya herhangi bir yapının oturmak, çalışmak, yatmak gibi işlere yarayan, banyo, salon, giriş vb. dışında kalan, bir veya birden fazla çıkışı olan bölmesi, göz: "Hâlâ kapısı aralık duran odaya doğru koştu."- S. F. Abasıyanık
oda
Yeniçeri kışlası
oda
Serbest meslek adamlarını içinde toplayan resmî birlik
oturma odası
Ev halkının oturması için ayrılmış oda
reji odası
Sinema, tiyatro, radyo ve televizyon oyunlarında oyunun yönetildiği yer
sanayi odası
Sanayiciler arasında dayanışmayı sağlamak, ortak sorunlarla uğraşmak, yabancı sanayicilerle ilişki kurmak, ortak çıkarları korumak için yasa ile kurulan, tüzel kişiliğe sahip kurum
sandık odası
Sandık, sepet gibi çeşitli ev eşyasının konulduğu küçük oda
ticaret odası
Tüccarlar arasında dayanışmayı sağlamak, ortak sorunlarla uğraşmak, yabancı tüccarlarla ilişki kurmak, ortak çıkarları korumak için kanun ile kurulan kurum
yemek odası
Yemek yenilen oda, salamanje
yer odası
Tabanı yerle bir olan oda
yük odası
Yüklük
çalışma odası
İçinde iş yapılan oda
çubuk odası
Çubukluk
English - Turkish

Definition of odası in English Turkish dictionary

ODA
(Mukavele) Official Development Assistance : Resmi Kalkınma Yardımı (JBIC Japon Uluslararası İşbirliği Bankası'nın gelişmekte olan ülkeler için açtığı kredilendirme programı)
ODA
(Askeri) alfa harekat müfrezesi (operational detachment-Alpha)