odaklanma

listen to the pronunciation of odaklanma
Turkish - English
focussing
focusing

Dan's criticisms are sometimes useful in focusing my thinking. - Dan'in eleştirileri bazen düşünceme odaklanmakda yararlıdır.

Let's start focusing on more important matters. - Daha önemli konular üzerinde odaklanmaya başlayalım.

(Eğitim) concentration
centration
focality
to focus on
odaklanmak
(Politika, Siyaset) focus

I want to focus on that. - Onun üzerinde odaklanmak istiyorum.

Tom had trouble focusing on what needed to be done. - Tom neyin yapılması gerektiği konusuna odaklanmakta sorun yaşadı.

odakla
focus on

I can't focus on two things at the same time. - Aynı anda iki şeye odaklanamam.

He has given up running in order to focus on the long jump. - Uzun atlamaya odaklanmak için koşmaktan vazgeçti.

odakla
{f} focused

Tom tried to stay focused. - Tom odaklanmaya çalıştı.

He focused on his studies. - Çalışmalarına odaklandı.

odaklanmak
knuckle down
odakla
{f} focusing

Tom had trouble focusing on what needed to be done. - Tom neyin yapılması gerektiği konusuna odaklanmakta sorun yaşadı.

I'm focusing on my French. - Fransızcama odaklanıyorum.

odakla
{f} focussing
odakla
{f} focus

Focus on one thing and do it well. - Bir şeye odaklan ve onu iyi yap.

I tried to focus my attention on reading. - Dikkatimi okumaya odaklamaya çalıştım.

odakla
(Bilgisayar) set focus on