Tom focuses on the positive and doesn't dwell on the negative.
- Tom pozitif üzerinde odaklanır ve negatif üzerinde durmaz.
I believe that people tend to focus on the wrong things.
- İnsanların yanlış şeylere odaklanma eğiliminde olduğunu düşünüyorum.
He has given up running in order to focus on the long jump.
- Uzun atlamaya odaklanmak için koşmaktan vazgeçti.
Tom tried to stay focused.
- Tom odaklanmaya çalıştı.
He focused on his studies.
- Çalışmalarına odaklandı.
Tom had trouble focusing on what needed to be done.
- Tom neyin yapılması gerektiği konusuna odaklanmakta sorun yaşadı.
Tom had trouble focusing.
- Tom'un odaklanma sorunu vardı.
I need you to stay focused.
- Odaklanmış kalmanı istiyorum.
I'm focusing on my French.
- Fransızcama odaklanıyorum.