Çocukları içeride tutun.
- Keep the kids indoors.
Biz içeride kahvaltı ediyoruz.
- We are eating breakfast indoors.
Büyük ebeveynlerimin dahili su tesisatı yoktu.
- My grandparents didn't have indoor plumbing.
Tom kesinlikle kapalı yerlerde çok zaman harcıyor.
- Tom certainly spends a lot of time indoors.
Basketbol ve masa tenisi gibi top oyunları genellikle kapalı alanda oynanır.
- Ball games, such as basketball and ping-pong, are usually played indoors.