occupying a middle position; middle

listen to the pronunciation of occupying a middle position; middle
English - Turkish

Definition of occupying a middle position; middle in English Turkish dictionary

mid
önek orta
mid
{s} ortadaki
mid
ortabparçaal
mid
ortasındaki

Bir kasırganın ortasındaki bir kulübe gibi güvenilirsin. - You're reliable like a shack in the middle of a hurricane.

Polis Tom'u alınının ortasındaki bir kurşun deliğiyle yerde yatarken buldu. - The police found Tom lying on the floor with a bullet hole in the middle of his forehead.

mid
{s} orta

Kaplan kafesin ortasına uzanmıştı. - The tiger laid in the middle of the cage.

En uzun parmak orta parmaktır. - The middle finger is the longest.

mid
arasında

Bu iki seçenek arasında orta yol yoktur. - There is no middle ground between these two options.

Üzengi örs ve iç kulak arasında, orta kulakta bir kemiktir. - The stirrup is a bone in the middle ear, between the anvil and the inner ear.

mid
pref. orta
mid
ortasında

Konuşmasının ortasında bayıldı. - He fainted in the midst of his speech.

Ben polis. Karakola kadar gelir misiniz? N-neden? Kasabanın ortasında tabancayla ateş etmeye gitmenin bir suç olmadığını düşünemiyor musun?! - This is the police. Would you mind coming down to the station? W-why? You can't think it's not a crime to go shooting guns off in the middle of town?!

English - English
mid
occupying a middle position; middle
Favorites