occupying a middle position; middle

listen to the pronunciation of occupying a middle position; middle
English - Turkish

Definition of occupying a middle position; middle in English Turkish dictionary

mid
önek orta
mid
{s} ortadaki
mid
ortabparçaal
mid
ortasındaki

Polis Tom'u alınının ortasındaki bir kurşun deliğiyle yerde yatarken buldu. - The police found Tom lying on the floor with a bullet hole in the middle of his forehead.

Sahanın ortasındaki o küçük höyük nedir? - What is that little mound in the middle of the field?

mid
{s} orta

O yer hiçbir yerin ortasında değildir. - That place is in the middle of nowhere.

20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır. - Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.

mid
arasında

Üzengi örs ve iç kulak arasında, orta kulakta bir kemiktir. - The stirrup is a bone in the middle ear, between the anvil and the inner ear.

Bu iki seçenek arasında orta yol yoktur. - There is no middle ground between these two options.

mid
pref. orta
mid
ortasında

Istasyon şehrin ortasında. - The station is the middle of the city.

Dersin ortasında konuşma. - Don't speak in the middle of a lesson.

English - English
mid
occupying a middle position; middle
Favorites