Şimdi bile, ara sıra seni görmek istediğimi düşünüyorum. Fakat bugünkü seni değil geçmişten hatırladığım seni.
- Even now, I occasionally think I'd like to see you. Not the you that you are today, but the you I remember from the past.
Sen ara sıra ziyaret edeceğiz.
- We will visit you occasionally.
O, zaman zaman beni ziyaret etti.
- He occasionally visited me.
Fibonacci sayıları doğada zaman zaman görünür.
- Fibonacci numbers show up occasionally in nature.
Onlar bazen buraya gelir.
- They come here occasionally.
Bazen işler planlandığı gibi gitmez.
- Occasionally, things don't go as planned.
Flames could still be seen from town flaring up occasionally on a hill dotted with emergency vehicles.
... occasionally. ...
... And occasionally they would say things like that. ...