Sen ara sıra ziyaret edeceğiz.
- We will visit you occasionally.
Şimdi bile, ara sıra seni görmek istediğimi düşünüyorum. Fakat bugünkü seni değil geçmişten hatırladığım seni.
- Even now, I occasionally think I'd like to see you. Not the you that you are today, but the you I remember from the past.
Anne zaman zaman oğlunun mektubunu yeniden okuyordu.
- The mother occasionally reread her son's letter.
O, zaman zaman beni ziyaret etti.
- He occasionally visited me.
Öğretmenler bazen öğrencilerinin stres atmasına izin vermeliler.
- Teachers should occasionally let their students blow off some steam.
Onlar bazen buraya gelir.
- They come here occasionally.
Flames could still be seen from town flaring up occasionally on a hill dotted with emergency vehicles.
... occasionally. ...
... And occasionally they would say things like that. ...