Sana birkaç örnek verebilirim.
- I can give you several instances.
Buna rağmen,tarihte tüm insanların başarılı bir şekilde yok edildiğine dair örnekler var.
- However, there are instances in history where entire peoples were successfully exterminated.
Bir Fransız, mesela, bir Rus şakasına gülmekte zorlanır.
- A Frenchman, for instance, might find it hard to laugh at a Russian joke.
Ortak çok şeyimiz var: örneğin hobilerimiz, eğitim durumu.
- We have many things in common: hobbies, educational backgrounds, for instance.