Turkish - English
Definition of obur in Turkish English dictionary
- glutton
The seven deadly sins are: pride, envy, greed, anger, lust, gluttony and sloth.
-Yedi ölümcül günah şunlardır: kibir, kıskançlık, açgözlülük, öfke, şehvet düşkünlüğü, oburluk ve tembellik.
- gluttonous
- voracious
Piranhas are big, voracious fish with sharp teeth.
-Piranhalar büyük, obur ve keskin dişlidirler.
Tom has a voracious appetite.
-Tom'un obur bir iştahı var.
- phago-
- gracioso
- open-mouthed
- gormand
- esurient
- gluttonous, piggish
- hog
- gluttonous, insatiable; glutton
- ravenous
- guzzler
- cormorant
- greedy
- open mouthed
- lickerish
- edacious
- gormandizer
- piggish
- glutton, pig
- gargantuan
- insatiable
- gourmet
- gourmand
- greed
The seven deadly sins are: pride, envy, greed, anger, lust, gluttony and sloth.
-Yedi ölümcül günah şunlardır: kibir, kıskançlık, açgözlülük, öfke, şehvet düşkünlüğü, oburluk ve tembellik.
- phago
- obur gibi yemek
- scoff
- obur balık
- (Denizbilim) feedy fish
- obur bir şekilde
- edaciously
- obur dev
- gargantua
- ot obur
- voracious grass
- kısa ve obur kimse
- dumpling
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of obur in Turkish Turkish dictionary
- Gereğinden çok yemek yiyen, doymak bilmeyen (kimse)
- Gereğinden çok yemek yiyen, doymak bilmeyen (kimse): "Kendi derecesinde olmamakla beraber o da hatırı sayılan oburlardan."- R. N. Güntekin
- hıra
- (Osmanlı Dönemi) BITN
- harın
- la
- ekul
- Oburlar
- ekele