Dan annesinden miras kalan arazi üzerinde vergilendirilmek istemiyordu.
- Dan didn't want to be taxed on the land he inherited from his mother.
Ana babasından miras kalan bir apartmana henüz taşındı.
- He just moved into an apartment he inherited from his parents.
Tom büyükbabasından miras kalan parayla Mary için bir nişan yüzüğü aldı.
- Tom bought an engagement ring for Mary with money he inherited from his grandfather.
O, annesinin mavi gözlerini miras olarak aldı.
- She inherited her mother's blue eyes.