obstinately refusing to give up or let go

listen to the pronunciation of obstinately refusing to give up or let go
English - Turkish

Definition of obstinately refusing to give up or let go in English Turkish dictionary

persistent
ısrarlı

Ben çok ısrarlı olabilirim. - I can be very persistent.

Tom ısrarlı, değil mi? - Tom is persistent, isn't he?

persistent
{s} kalıcı

Tom çok kalıcı, değil mi? - Tom is very persistent, isn't he?

persistent
ısrarcı

Sabırlı ve ısrarcı ol. Bu şeyler zaman alır. - Be patient and persistent. These things take time.

persistent
inatçı

Tom çok inatçı değildi. - Tom wasn't very persistent.

İnatçı bir öksürüğüm var. - I have a persistent cough.

persistent
{s} sürekli

Sen süreklisin, değil mi? - You're persistent, aren't you?

persistent
direşken
persistent
(Tıp) persistant
persistent
sürüp giden
persistent
bitmek bilmeyen
persistent
geçmeyen
persistent
süreğen
persistent
(Askeri) KALICI: Açık havada bırakıldıktan sonra, on dakikadan daha uzun bir süre için etkili bir kimya harbi maddesi olarak kalabilen
persistent
(Tıp) Devamlı mevcut olan, kesilmeksizin devam eden, geçmeyen inatçı (geçmeyen baş ağrısı gibi)
persistent
{s} devamlı, sürekli, sürüp giden
persistent
(sıfat) devamlı, sürekli, kalıcı, iz bırakan, inatçı, ısrarlı, ısrar eden
persistent
{s} iz bırakan
persistent
(Biyoloji) persistan
English - English
persistent

She has had a persistent cough for weeks.

obstinately refusing to give up or let go
Favorites