Onun golfe olan saplantısını anlayamıyorum.
- I can't understand his obsession with golf.
Onun sporla ilgili saplantısını anlayamıyorum.
- I can't understand his obsession with sports.
Senin bu takıntını anlamıyorum.
- I don't understand this obsession of yours.
Leyla'nın Fadıl'a olan sevgisi bir takıntı haline gelmeye başlıyordu.
- Layla's love for Fadil was starting to become an obsession.
Sanırım Tom sabit fikirli.
- I think Tom is obsessive.
İnsanlar seni hiç sabit fikirli olarak suçlar mı?
- Do people ever accuse you of being obsessive?
Stop obsessing over it, will you!.
Thoughts of her obsess my every waking moment.