obliging, forcing

listen to the pronunciation of obliging, forcing
English - Turkish

Definition of obliging, forcing in English Turkish dictionary

compulsive
{s} zorlayıcı

Tom zorlayıcı, değil mi? - Tom is compulsive, isn't he?

Sen zorlayıcı bir şikayetçisin. - You're a compulsive complainer.

compulsive
(Bilgisayar) zoruntulu
compulsive
dürtüyle yapılan
compulsive
kompulsif

Tom kompulsif bir kumarbazdır. - Tom is a compulsive gambler.

Kocam bir kompulsif kumarbazdır. Ne yapabilirim? - My husband is a compulsive gambler. What can I do?

compulsive
(Pisikoloji, Ruhbilim) zorlanımlı
compulsory
mecburi olarak
compulsive
zorunlu

Tom zorunlu bir yalancıdır. - Tom is a compulsive liar.

compulsive
mecburi
compulsory
metazori
compulsory
mecburi
compulsive
{s} ruhb. zorgulu
compulsive
(Biyoloji) kompülsif
compulsive
tutkudan doğan
compulsive
{s} dürtü etkisiyle yapılan
compulsory
{s} zorlayıcı
compulsory
cebri,zorunlu
compulsory
yükümlü
English - English
{a} compulsive
{a} compulsory
obliging, forcing
Favorites