O, tepenin üst kısmında yaşıyor.
- He lives at the top of the hill.
Şirketin tepesine gelmek için, onun sıkı çalıştığını herkes biliyor.
- Everyone knows that he worked hard to get to the top of the company.
Biz her zaman altta değil ve üstte olabilir miyiz?
- May we always be on top and not at the bottom.
Kayakları arabanın üstüne koydu.
- He put the skis on top of the car.
Tom cüzdanını konsolun üstüne koydu.
- Tom put his wallet on top of the dresser.
Birçok en iyi sporcular egzersizlerden sonra buz banyosu yaparlar.
- Many top athletes take ice baths after workouts.
Tom en iyi bir özel okula gidiyor.
- Tom goes to a top private school.
It looks great from up here.
- Von hier oben sieht sie großartig aus.
What're you doing up here?
- Was machst du hier oben?