o zamanlar

listen to the pronunciation of o zamanlar
Turkish - English
then

I made a lot of mistakes back then. - O zamanlar tekrar bir sürü hata yaptım.

Art was then at its best. - O zamanlar sanat zirvedeydi.

those days

There were not many women doctors in those days. - O zamanlar çok kadın doktor yoktu.

Her feet were bare, as was the custom in those days. - O zamanlar âdet olduğu üzere, yalınayaktı.

o zaman
then

I apologized, but even then she wouldn't speak to me. - Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı.

It's supposed to rain tomorrow night, so let's leave our umbrellas until then. - Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım.

o zaman
at the time

I was off duty at the time. - Ben o zaman görevde değildim.

Mr. Clinton was governor of Arkansas at the time. - Bay Clinton, o zamanlar Arkansas'ın valisiydi.

o zaman
when then
O zaman
that time

If only you had told me the whole story at that time! - Keşke o zaman bütün hikayeyi bana anlatsaydın!

At that time, Mexico was not yet independent of Spain. - O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.

O zaman
that the time
o zaman
in that case
o zaman
then of
o zaman
at that time

At that time, Mexico was not yet independent of Spain. - O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.

Were you reading a book at that time? - O zaman bir kitap okuyor muydunuz?

o zaman
at that case
o zaman
by then

I'll be back by then. - O zamana kadar döneceğim.

I'll be six feet under by then. - O zamana nalları dikmiş olurum.

o zaman
thereat
o zamanlar
Favorites