I think that at that time none of us quite believed in the Time Machine.
- Sanırım o zamanda hiçbirimiz zaman makinesine oldukça inanmıyordu.
He might have been sleeping at that time.
- O, o zamanda uyuyor olabilir.
Since then, a great deal of change has occurred in Japan.
- O zamandan beri, Japonya'da büyük bir değişim oldu.
It's supposed to rain tomorrow night, so let's leave our umbrellas until then.
- Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım.
Mr. Clinton was governor of Arkansas at the time.
- Bay Clinton, o zamanlar Arkansas'ın valisiydi.
I was off duty at the time.
- Ben o zaman görevde değildim.
By that time I'll have already left.
- O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.
I was cleaning my room for that time.
- Ben o zaman odamı temizliyordum.
Were you reading a book at that time?
- O zaman bir kitap okuyor muydunuz?
Few roads existed in North America at that time.
- O zaman Kuzey Amerika'da birkaç tane yol vardı.
Tom may be back by then.
- Tom o zamana kadar geri dönebilir.
I'll be back by then.
- O zamana kadar döneceğim.