o zamanda

listen to the pronunciation of o zamanda
Turkish - English
at that time

We were children at that time. - O zamanda biz çocuktuk.

I think that at that time none of us quite believed in the Time Machine. - Sanırım o zamanda hiçbirimiz zaman makinesine oldukça inanmıyordu.

thereat
o zaman
then

It's supposed to rain tomorrow night, so let's leave our umbrellas until then. - Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım.

I apologized, but even then she wouldn't speak to me. - Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı.

o zaman
at the time

Tom was the only person in the room at the time. - O zaman, Tom odadaki tek kişiydi.

Mr. Clinton was governor of Arkansas at the time. - Bay Clinton, o zamanlar Arkansas'ın valisiydi.

o zaman
when then
O zaman
that time

If only you had told me the whole story at that time! - Keşke o zaman bütün hikayeyi bana anlatsaydın!

At that time, Mexico was not yet independent of Spain. - O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.

O zaman
that the time
o zaman
in that case
o zaman
then of
o zaman
at that time

At that time, Mexico was not yet independent of Spain. - O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.

Were you reading a book at that time? - O zaman bir kitap okuyor muydunuz?

o zaman
at that case
o zaman
by then

I'll be six feet under by then. - O zamana nalları dikmiş olurum.

I'll be back by then. - O zamana kadar döneceğim.

o zaman
thereat
o zamanda
Favorites