o zamanda

listen to the pronunciation of o zamanda
Turkish - English
at that time

At that time, she was bathing in the sun. - O zamanda güneşte banyo yapıyordu.

They say that he was in the hospital at that time. - Onlar onun o zamanda hastanede olduğunu söylüyor.

thereat
o zaman
then

I apologized, but even then she wouldn't speak to me. - Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı.

I cannot believe you did not see him then. - O zaman onu görmediğine inanmıyorum.

o zaman
at the time

I was off duty at the time. - Ben o zaman görevde değildim.

Mr. Clinton was governor of Arkansas at the time. - Bay Clinton, o zamanlar Arkansas'ın valisiydi.

o zaman
when then
O zaman
that time

At that time, Mexico was not yet independent of Spain. - O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.

At that time, the territory belonged to Spain. - O zamanlarda, bölge İspanya'ya aitti.

O zaman
that the time
o zaman
in that case
o zaman
then of
o zaman
at that time

At that time, the territory belonged to Spain. - O zamanlarda, bölge İspanya'ya aitti.

At that time, Mexico was not yet independent of Spain. - O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.

o zaman
at that case
o zaman
by then

Tom may be back by then. - Tom o zamana kadar geri dönebilir.

I'll be back by then. - O zamana kadar döneceğim.

o zaman
thereat
o zamanda
Favorites