Biz ağaçtan fındıkları salladık.
- We shook nuts from the tree.
Onlar fındık topluyorlar.
- They are gathering nuts.
Bu civata bu somuna uyuyor.
- This bolt fits this nut.
Tom somunları sıkıştırdı.
- Tom tightened the nuts.
Hayatımda hiç böyle bir çetin ceviz görmedim.
- I've never seen such a tough nut.
Bir hindistan cevizi kabuklu bir yemiş değildir.
- A coconut is not a nut.
Tom'un yer fıstığı hariç sert kabuklu yemişlere alerjisi vardır.
- Tom is allergic to nuts, but not peanuts.
Tom'un sert kabuklu yemişlere allerjisi vardır.
- Tom is allergic to nuts.
Ceviz, badem, fındık, fıstık ve çam fıstığı, kuru meyvelerdir.
- Walnuts, almonds, hazelnuts, pistachios and pine nuts are dry fruits.
Sincaplar gömdükleri fıstıkların sadece dörtte birini bulurlar.
- Squirrels only find a quarter of the nuts that they bury.
Tom tam bir çatlaktır.
- Tom is a total nutcase.
Tom sincaplara hayran.
- Tom is nuts about squirrels.
Bu bir akıl hastanesi değil, bu bir psikiyatri hastanesi.
- It's not a nuthouse, it's a psychiatric hospital.
Neden Tom'u bir akıl hastanesine koydular?
- Why did they put Tom in a nuthouse?
Delilerden başka kimse bu müziği dinlemez.
- Nobody listens to this music except nuts.
Bir hindistan cevizi kabuklu bir yemiş değildir.
- A coconut is not a nut.
Tom'un yer fıstığı hariç sert kabuklu yemişlere alerjisi vardır.
- Tom is allergic to nuts, but not peanuts.
Tom tam bir kaçıktır.
- Tom is a total nutcase.
Tom kafayı komplo teorileriyle bozmuş biri.
- Tom is a conspiracy nut.
Senin annen altı dil konuşuyor - Bu çılgınlık.
- Your mom speaks six languages — that's nuts.
Sanırım çılgın olduğumu düşünüyorsun.
- I suppose you think I'm nuts.
Tom'un yer fıstığı hariç sert kabuklu yemişlere alerjisi vardır.
- Tom is allergic to nuts, but not peanuts.
Tom'un sert kabuklu yemişlere allerjisi vardır.
- Tom is allergic to nuts.
Hayvanlar fındık toplamakla meşguldü.
- The animals were busy collecting nuts.