Onlar fındık topluyorlar.
- They are gathering nuts.
Biz ağaçtan fındıkları salladık.
- We shook nuts from the tree.
Bu civata bu somuna uyuyor.
- This bolt fits this nut.
O civataya uyacak bir somuna ihtiyacımız var.
- We need a nut that will fit that bolt.
Hayatımda hiç böyle bir çetin ceviz görmedim.
- I've never seen such a tough nut.
Sorun hakkında gerçekten bir şey yapılmalı, ama bu balyozla ceviz kırmaktır.
- Something really should be done about the problem, but this is cracking a nut with a sledgehammer.
E vitamini bakımından zengin gıdalar koyu yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, sert kabuklu yemişler ve tam taneli hububatları içermektedir.
- Foods rich in vitamin E include dark-green, leafy vegetables, beans, nuts and whole-grain cereals.
Tom'un yer fıstığı hariç sert kabuklu yemişlere alerjisi vardır.
- Tom is allergic to nuts, but not peanuts.
Tom tam bir çatlaktır.
- Tom is a total nutcase.
Tom sincaplara hayran.
- Tom is nuts about squirrels.
Bu bir akıl hastanesi değil, bu bir psikiyatri hastanesi.
- It's not a nuthouse, it's a psychiatric hospital.
Neden Tom'u bir akıl hastanesine koydular?
- Why did they put Tom in a nuthouse?
Delilerden başka kimse bu müziği dinlemez.
- Nobody listens to this music except nuts.
Tom'un yer fıstığı hariç sert kabuklu yemişlere alerjisi vardır.
- Tom is allergic to nuts, but not peanuts.
E vitamini bakımından zengin gıdalar koyu yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, sert kabuklu yemişler ve tam taneli hububatları içermektedir.
- Foods rich in vitamin E include dark-green, leafy vegetables, beans, nuts and whole-grain cereals.
Tom tam bir kaçıktır.
- Tom is a total nutcase.
Tom kafayı komplo teorileriyle bozmuş biri.
- Tom is a conspiracy nut.
Senin annen altı dil konuşuyor - Bu çılgınlık.
- Your mom speaks six languages — that's nuts.
Sanırım çılgın olduğumu düşünüyorsun.
- I suppose you think I'm nuts.
Tom'un yer fıstığı hariç sert kabuklu yemişlere alerjisi vardır.
- Tom is allergic to nuts, but not peanuts.
Tom'un sert kabuklu yemişlere allerjisi vardır.
- Tom is allergic to nuts.
Hayvanlar fındık toplamakla meşguldü.
- The animals were busy collecting nuts.
Gri sincaplar fıstık gömer, ancak kırmızı sincaplar gömmez.
- Gray squirrels bury nuts, but red squirrels don't.
Bu çam fıstıkları lezzetli.
- These pine nuts are delicious.
Eğer eğerler ve fakatlar şekerleme ve çerez olsalar, hepimiz neşeli bir Noel yaparız.
- If ifs and buts were candy and nuts, we'd all have a merry Christmas.
Sincap bütün çerezi yedi.
- The squirrel ate all the nuts.
E vitamini bakımından zengin gıdalar koyu yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, sert kabuklu yemişler ve tam taneli hububatları içermektedir.
- Foods rich in vitamin E include dark-green, leafy vegetables, beans, nuts and whole-grain cereals.
Tom'un yer fıstığı hariç sert kabuklu yemişlere alerjisi vardır.
- Tom is allergic to nuts, but not peanuts.
Senin annen altı dil konuşuyor - Bu çılgınlık.
- Your mom speaks six languages — that's nuts.
Tom somunları sıkıştırdı.
- Tom tightened the nuts.
Senin annen altı dil konuşuyor - Bu çılgınlık.
- Your mom speaks six languages — that's nuts.
Sanırım çılgın olduğumu düşünüyorsun.
- I suppose you think I'm nuts.
Çam fıstığı nereden geliyor?
- Where do pine nuts come from?
Onu tost dilimleri üzerine yayın ve üstüne biraz çam fıstığı serpin.
- Spread it on slices of toast and sprinkle some pine nuts on top.
Tom ve Mary'nin deli olduğunu düşündüm.
- I thought Tom and Mary were nuts.
Delia'nın onlara allerjisi olduğu için bu yemek tarifinden fındıkları çıkarttım.
- I've left out the nuts in this recipe because Delia's allergic to them.
1. When using the S-21 Extension Nut, a 9.525 mm center hole is required.
My attorney was waiting in a bar around the corner. “This won't make the nut,” he said, “unless we have unlimited credit.”.
When Susan went before Judge Billings and committed perjury, forgery, submitted altered and false documents to the court, he called her a nut ball.
Some nut job from the government actually thought he could tax our moonshine!.
The desire to follow traditions of hunting squirrel in Tennessee during mulberry season in June, and nut-cutting time in September, when squirrels concentrate, .
Mum did her nut after we stayed out all night without calling her.
The referee made a bad call against the home team and the crowd went nuts.
After living on the island alone for five years, he eventually went nuts.
Defending against malware has become a tough nut to crack as programs become ever more cleverly designed.