Kyoto'da çok sayıda üniversite var.
- There are numerous universities in Kyoto.
Onun odasına girdiğimde, golf oynadığı yirmi yıl süresince kazandığı çok sayıda kupayı bana gösterdi.
- When I went into his room, he showed me the numerous trophies he had won during the twenty years he had played golf.
Tom sayısız kanunu çiğnedi.
- Tom broke numerous laws.
Dan, Linda'yı sayısız kez aramaya çalıştı.
- Dan tried to call Linda numerous times.
Diğer birçok dava bekliyor.
- Numerous other lawsuits are pending.
Aldığımızdan beri evde birçok iyileştirmeler yaptık.
- We have made numerous improvements to our house since we bought it.
Kralın ondan çok sayıda gayrımeşru çocuğu vardı.
- The king had numerous illegitimate children with her.
Gökyüzünde çok sayıda yıldız görünüyordu.
- Numerous stars were visible in the sky.
People participated more numerously than ever before.
... there are still numerous triggers to mislead by ...
... numerous pretty love unsigned houses some of which were restored with care ...