Arada bir bizi ziyaret etmeye gelir.
- He comes to visit us every now and then.
O, arada bir tenis oynar.
- Now and then she plays tennis.
Tom zaman zaman Mary'den haber alır.
- Tom hears from Mary every now and then.
Zaman zaman sınıfta uyuyakalırım.
- I fall asleep in the class every now and then.
Arada sırada seni görüyorum.
- I see you every now and then.
Arada sırada kendinizi başkasının yerine koymak iyidir.
- It's good to put yourself in someone else's place now and then.
Ara sıra ata binmeyi severim.
- I like to ride a horse now and then.
O hâlâ ara sıra beni görmeye gelir.
- He still comes to see me now and then.
Call your mother now and then and let her know you care.