O kadar çok televizyon izlemeseydi, çalışmak için daha fazla zamanı olurdu.
- If he did not watch so much television, he would have more time for study.
Teste çalışmak için evde kaldın mı?
- Did you stay home to study for the test?
Sık sık kendini çalışma odasına kapatır ve böyle şeyler yazar.
- He often shuts himself up in the study and writes things like this.
Yazar çalışma odasında kendini öldürdü.
- The author killed himself in his study.
O, müzik öğrenmek için İtalya'ya gitti.
- He went to Italy in order to study music.
Çince öğrenmek çok zor gibi görünse de, düşündüğünüz kadar zor değil.
- Although it seems very difficult to study Chinese, it's not as hard as you think.
Tom yaşamını bu olguyu incelemeye adamış.
- Tom devoted his life to the study of this phenomenon.
Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır.
- Even if there is life in other galaxies, it is impossible for man to travel at the speed of light to study them.
Çalışma yapmak için çok yorgunum.
- I'm too tired to do study.
Yabancı bir dil öğrenmek zordur.
- Studying a foreign language is hard.
O, müzik öğrenmek için İtalya'ya gitti.
- He went to Italy in order to study music.
I have two unused vouchers for a free meal.