Karakoram Çin'i Pakistan'dan ayırmaktadır.
- The Karakoram separates China from Pakistan.
Çöpü ayırmak önemlidir.
- It's important to separate the rubbish.
Onların her biri ayrı ayrı ödedi.
- They each paid separately.
Bu ayrı bir tedavi için yeterince önemli.
- This is important enough for separate treatment.
Tom bana ebeveynlerimin ayrılmadan önce ne kadar süredir evli olduklarını sordu.
- Tom asked me how long my parents had been married before they separated.
Ailesinden ayrılmayı sevmiyordu.
- He didn't like being separated from his family.
Çok sinirliyken iyiyle kötüyü ayırmaya çalışmanın bir faydası yoktur.
- It is no use trying to separate the sheep from the goats while in a state of madness.
Guangdong'u Guangxi'den ne ayırıyor?
- What separates Guangdong from Guangxi?
Karakoram Çin'i Pakistan'dan ayırmaktadır.
- The Karakoram separates China from Pakistan.
Siyaseti dinden ayırmalıyız.
- We must separate politics from religion.
I try to keep my personal life separate from work.