not to attend a class, especially when this is not permitted

listen to the pronunciation of not to attend a class, especially when this is not permitted
English - Turkish

Definition of not to attend a class, especially when this is not permitted in English Turkish dictionary

cut
{i} kesme

Peyniri bir bıçak ile kesmek kolaydır. - Cheese is easy to cut with a knife.

Makas bir şey kesmez. - The scissors won't cut anything.

cut
maktu
cut
yarma
cut
kesiştirmek
cut
biçme
cut
-e gitmemek
cut
sapmak
cut
parça

Tom pastayı altı parçaya böldü. - Tom cut the pie into six pieces.

Bir pastayı eşit parçalara ayırma oldukça zordur. - Cutting a cake into equal pieces is rather difficult.

cut
azaltmak

Fabrika üretimini azaltmak zorunda kaldı. - The factory had to cut back its production.

Sigaraları azaltmak yerine neden sadece onları bırakmıyorsun? - Instead of cutting down on cigarettes, why don't you just give them up?

cut
kesinti

Elektrik kesintileri bilgisayara zarar verdi. - The power cuts damaged the computer.

Birçokları, savunma bütçesindeki kesintilerin ordunun etkinliğini baltalayacağından korkuyorlar. - Many fear that cuts in the defense budget will undermine the military's effectiveness.

cut
dilim

Lütfen pizzayì üç dilim şeklinde kes. - Please cut the pizza into three slices.

O, bir dilim et kesti. - He cut off a slice of meat.

cut
yarık
cut
{f} görmezlikten gelmek
cut
{i} tutam
cut
{f} yol açmak
cut
{f} (cut, --ting)
cut
tatsız
cut
{f} biçmek
cut
{f} kırpmak
English - English
cut
not to attend a class, especially when this is not permitted
Favorites