İsa su üzerinde mi yürüdü ve onu şaraba mı dönüştürdü? Hayır bu başka bir konu!
- Did Jesus walk over water and then turn it into wine? No, that's a different story!
Ben başka herkesten o kadar farklı mıyım?
- Am I that much different from everyone else?
Birbiri ardına değişik türde yiyecekler denedi.
- He tried different kinds of foods one after another.
Tom değişik bir cevap verdi.
- Tom gave a different answer.
Bu düşündüğümden farklı.
- This is different from what I thought.
Senin fikirlerin benimkinden farklı.
- Your ideas are different from mine.
Senin yaptığından başka türlü yapardım.
- I would do it in a different way than you did.
Birçok astronom çeşitli farklı teknikler kullanarak Hubble sabitini ölçmek için çok çalışıyor.
- Many astronomers are working hard to measure the Hubble constant using a variety of different techniques.
Çok sayıda çeşitli kurabiyeler var.
- There are many different types of cookies.
Öğretmenimiz ayrıca düğününün diğer insanlarınki ile aynı olmayacağını söyledi;biz nasıl farklı olacağını sorduk fakat o söylemedi.
- Our teacher also said that her wedding wouldn't be the same as other people's; we asked how it would be different, but she didn't say.
Tom diğer çocuklardan her zaman farklıydı.
- Tom was always different from other children.
Filler üç farklı türe ayrılır.
- Elephants are divided into three different species.
Tom ve Mary farklı kapılardan ayrıldı.
- Tom and Mary left through different doors.