not rising to the usual height; as, a man of low stature; a low fence

listen to the pronunciation of not rising to the usual height; as, a man of low stature; a low fence
English - Turkish

Definition of not rising to the usual height; as, a man of low stature; a low fence in English Turkish dictionary

low
alçak (ses)
low
(Muzik) kalın
low
aşağıya

Aşağıya eğil. Tavan çok alçak. - Bend down. The ceiling is very low.

low
süfli
low
hor
low
şahsiyetsiz
low
yıkmak
low
(Ticaret) en düşük değer
low
aşağıda

Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı. - The actual price was lower than I had thought.

low
bayağı
low
sıradan
low
zayıf

Bu, pil zayıf olduğu için çok iyi çalışmıyor. - It doesn't work so well because the battery is low.

Yağmurun yağma ihtimali zayıf. - The chance of rain is low.

low
düşük

Fiyatlarımız şimdi daha düşük! - Our rates are now lower!

Düşük ısılar suyu buza çevirir. - Low temperatures turn water into ice.

low
yumuşak
low
alta
low
{i} böğürme
low
üz

Espri anlayışı, düşük öz saygısının bir göstergesi olarak, kendini aşağılamak üzerine kuruluydu. - His sense of humor was self-deprecating, a sign of his low self-esteem.

low
alçak gönüllü
low
(isim) böğürme
low
alçakgönüllülükle
English - English
low
not rising to the usual height; as, a man of low stature; a low fence
Favorites